6 Eylül 2009 Pazar

Tatil Güncesi

İstanbul’da ilk gecemde yazıyorum bu yazıyı. Bugün o denli yoruldum ki daha ilk dakikadan, canım şehrim Ankara’ya ışınlanmak istedim. İçimde ki emekliyle sorunum var ,sürekli maraz çıkartıyor pezo. İstiyo ki Zen evinden çıkmasın hiç, elinde Cumhuriyet gazetesi yakın gözlükleriyle sokakta oynayan çocukları izlesin,gürültü yaparlarsa bebelere laf atsın.Yolda ilk 1.5 saat harici hiç uyuyamadım,sabah 6:30 gibi İstanbul’a inip Ataköy’e geçtik.Bu arada o Esenler Otogarı nasıl iğrenç bir yer ya?Her gelişimde ayrı tırsıyorum valla,her an adamın götünü kesebilirler orda,öyle iğrenç bi yer.Neyse işte,çantaları bıraktıktan sonra abimin okul kaydı için üniversitesine geçtik.Eğer kadromu bu güz dönemine alabilmiş olsaydım, öğretim üyesi indirimi sağlansın diye ,abimin velisi olacaktım sevgili okur,efsane olacaktım yeminle.Sabah 9’dan öğlen 2:30’a kadar süründükten sonra geri bugün geri Ankara’ya dönecek kuzenim için tekrar Esenler’e geçtik ,biletini aldık ve bilet saatine kadar ,tee Ankara’dan planımız olan Ikea’ya daldık.Hiç uzun uzadıya övmek istemiyorum sadece evlenesim bile geldi , Ikeaboy olasım geldi buram buram.


(buradan itibaren yazı Fethiye’de yazılmıştır) Ertesi gün pek sevgili arkadaşım Elif’le buluşmak üzere İstiklal’e gittim.Sokak temizleme arabası peşime takıldı,paranoya yapmıyorum baya baya takıldı peşime.İşte o anlarda korktum sevgili okur çok korktum.Elifcanı beklerken yanındaki mini şortlu kıza yavşak yavşak yavşak espri yapan Umut Sarıkaya’yı gördüm.Hızla geçip gittiği için “naapıon layn keraneci” gibi bi muhabbete giremedim,yoksa en azından “layn Umuuuttt!” diye bi laf atıp kaçabilirdim.Elif beni Tavanarası diye bir yere götürdü,gayet güzel bu mekanda hanımefendinin uykusu geldi,bizde Balans’a geçtik.Gecenin sonuna doğru ,İstanbul cahili olmam münasebetiyle abim geldi yanımıza(eve dönebileyim diye).Elif’in rahat muhabbet edilen,her konudan konuşulabilecek hatun modeli olduğunu gören ve daha önce hiç böyle bir cinsle karşılaşmayan abim ,muhabbetti resmen kahve muhabbetine çevirdi.Konuşma endişe verici hale gelmeden kalktık.


(Fethiye 4. Gün)

Burada beni bi nebzede olsa analitik düşünmeye, sorgulayabilmeye yönelten amcamla devamlı etkileşim halindeyiz. Herif 2 gün sonrada olsa,2 yıl sonrada , yepisyeni bilgileriyle,yaklaşımlarıyla ağzımı açıkta bırakıyor. Orta sınıfın bi ferdi olarak, öyle çok zengin insanlarla iletişim halinde değilim ki özel üniversite mezunu bi şahıs olarak ihtiyaç fazlası paranın, kafa çalışmasını önleyen bi bok olduğuna inanan biriyim ama bu herif deli zengin olmasına rağmen göt kadar bi evde gayet mutlu hayat sürebiliyor ve beni benden alıyor. Önünde eşek gibi bahçesi, köpeği olan amarihan filmleri tarzı evine bile gram tenezzül etmiyor. Tam ergenliğimin başında bizim evin iki sokak ötesine taşınmıştı ve ben enee böyle adamlar da varmış hayatta, ne enteresan adam diye okul sonraları ev yerine sıkça ona gitmeye, bana önerdiği kitapları okumaya ,onu gözlemlemeye başlamıştım.İçki içmeme kızan babama “14 yaşına gelmiş adama karışamazsın” çıkışının ardından (halen bu çıkışa gülüyoruz,14 yaşında ki bebenin içki içmesini savunmak?) ,bana darbukayı verip kendi sazla, şahımsa ilk içki alemlerimi yaşatanda insandır ayrıca. Her türlü güzel insandır.Zaten yakın çevremde beni bilen herkes , gıyabende olsa onu da gayet iyi bilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlarda Var:

Related Posts with Thumbnails