21 Aralık 2009 Pazartesi

Gergin Bireyin Toplu Taşımayla İmtihanı

Zamanında sahneye çıkıp şarkı söylemiş, sahnede oyun oynamış bir birey olarak tüm o anlarda heyecanımı kontrol altına alabiliyordum rahatça. Ancak bazı anlar var ki heyecandan götüm tutuşuyor hiçbir şekilde yüreemin çarpıntısını engelleyemiyorum. Zaten bu saçma şeyler beni yeterince yormaktayken bunlara bir de kapıcıya çöp verme heyecanı eklendi son zamanlarda. Olaylar şöyle gelişiyor: Salonda halihazırda bilumum yiyecek içecek çöpü arkadaşlar fink atmaktalar. Kapıcı kapıyı çalıyor ve macera o an başlıyor. Elime geçirdiğim bir poşete 15 saniyelik bir süre içinde ne bulursam doldurmaya başlıyorum. Telaşla bazen çatal-bıçak falanda giriyor poşete onları çıkarmak saniye kaybına neden oluyor ve level gittikçe zorlaşıyor. Ve 15 saniyelik bir heyecan tufanının ardından hiçbir şey yokmuş gibi kapıyı açıp veriyorum çöpümü, kapatıyorum kapıyı ve evi toplamam gerektiği kanısına varıyorum. Şu anda rekorum 2 poşet çöp ama eğer salonun biraz daha mına korsam rekorumu geliştirebileceğime dair inancım sonsuz.



Bu manasız ötesi heyecan silsilelerimin hepsine tek tek girip iyice kendimi ifşa etmek istemiyorum ama şunu da söyleyip şapşiliğimi taçlandırmazsam eksik hissedeceğim. Efenim dolmuşta ve otobüste ineceğim yer yaklaştıkça içim içimi yiyor benim. Bilhassa bu nedenle kitap/dergi falan okuyorum, yol geçsin diye değil. Kendi kendime garip modlara giriyorum, yerimden çok erken kalkmamalıyım ama kesinlikle hiiiçte geç kalmamalıyım. Zamanı ayarlayınca ayağa kalkıyorum ve düğmeye basarken elim titriyor, ya da şöföre seslenirken bu heyecanımı gizlemek adına en Tom Waits sesimle “müsaaytt bi yerde” diyorum. Yanımda bi arkadaşım varsa genelde inince “bi de dövseydin şöförü” gibi bir ibare kullanıyor ancak bilmiyor ki ben stresten 2 kilo vermişim o an.

Hele metrolar ekseriyetle kalabalık olanları daha beter. İşin çözümünü buldum ineceğim duraktan bir önceki durakta kapıya yanaşıyorum ben. Kapı açılınca yerinden kalkıp inen insanlara olan saygım tarif edilmez nitelikte. Lan otomatik kapı, laftan anlamaz sözden anlamaz ,”abi dur ya ben ineceğdim” de diyemezsin. Bak sevgili okur böle gereksiz bir yazı yazıyorum madem bir de anımı anlatayım iyice boku çıksın. Yer Kızılay metrosu ve benim deli acelem var. Aldım biletimi merdivenlerden inerken en aşağıda bi adamın koştuğunu gördüm ve metronun kalkayazmak üzere olduğunu anlayıp merdivenlerden Rocky edasıyla inmeye( o çıkıyordu ama?) başladım. Ben en aşağıdayken uyarı sesi geldi ve ben aynen filmlerdeki gibi tam kapı kapanırken ufacık bir boşluktan kendimi yalpalayarak içeriye attım. Hayatımda hiç bu kadar kısa sürede terlediğimi hatırlamıyorum resmen alnım, sırtım nemlenmişti. Muhtemelen “lütfen artislik yapmayın, zili duyunca metroya binmeye çalışmayın” anonsu gelmiştir ama ben o anda beynimdeki “çınnn” sesini dinlediğim için duymamışımdır. Hayır metro kartı alırken, ne bileyim madeni para o metal tablaya yapışsa ben onu almaya çalışırken 1 saniye kaybetsem o iki kapı arasında sıkışmam ve tüm vagon sakinlerinin bir haftalık eğlence mevzusu olmam işten bile değildi. Ben sanıyorum tüm vagon bana bakıyor o anda “vay herif ne attı kendini içeri maşallaa” gibi bir ifadeye sahipler. Çınn sesi geçince yavaşça vagonu keseyim dedim ve acı gerçekle yüzleştim: Bu durum kimsenin sikinde değildi. Lan filmi çekilse bayıla bayıla izlersiniz ama ben orda canlı varyetenin allahını yapmışım, aksiyonun kitabını yazmışım kimsenin kılı kıpırdamıyor. Ne bi “aman delüannı cevvalmişin” ne “ otur yigenim bi soluklan büyük badire atlattın”. Mal gibi duruyor hepsi. O an çınn sesi yerine insanların nasıl duyarsızlaştığına ilişkin sosyal mesajlarım beynimde yerini aldı ama sonra oda geçti. Oyy dostlar oyy gomşular oyyy!!!

Not: Uzun zamandır yazı yok blogda ,arayı uzun yazı yazıp kapayım dedim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlarda Var:

Related Posts with Thumbnails