31 Temmuz 2014 Perşembe

BenimCanımBlogdaşım


Benim canım blogdaşım Zenana yılllaaaaar önce bir yazısında bu kıza aşkını ilan etmiş ben de şöyle bir bakıp pek sallamamışım sanırım ki yıllaaaaar sonra bu tatlış kızımızın farkına varabildim..
Bir insan böyle naif olmaz, doğal olmaz ayıptır. Sesi de böyle güzel olmaz bizim gibi garibana yazık.

http://www.youtube.com/watch?v=VFkfhbQsXiA

Alın, vebayı saldım gitti.

18 Kasım 2011 Cuma

bİRsEVGİuNSURUoLARAKkALP







gözümü kapattım
bir boşluk..
açtım
boşluk..
o toz bulutunun sakladığı neydi sahi?

21 Ocak 2011 Cuma

Aklına Kim Gelirse

Müzik,edebiyat,resim,spor,bilim,din,siyaset vb. tarihten aklında kim varsa kaynaşmış bu resimde.Daha net şekilde görebilmek için resme tık.

31 Aralık 2010 Cuma

YeniYılYeniYılHerkeseMutluOlsun.


*sağlık(en çok anneme=))
*çok güzel filmler
*çok güzel oyunlar
*çok güzel şiirler
*çok güzel kitaplar
*çok güzel yemekler
*çok güzel anlar
getirsin 2011 bana..ve hepinize..
not:sevgili blogdaşım bugün bir arkadaşım en çok hangi insanların yanında huzurlusun diye sordu; aklıma gelen sayılı bir insandan biri olduğun için ve bu güzel yılda güzel,kötü anlarımda hep beni dinlediğin,kendi anlarını paylaştığın için teşekkür ederim.hep beraber olduğumuz mutlu yıllara..

10 Kasım 2010 Çarşamba

Inner-MyPhilosophy

Geçen bahar bi arkadaşım vasıtasıyla aşık olduğum übersonik şarkı...Pek manidar sözleri videonun içinde barınmaktadır...Dinleyelim-dinletelim...


Inner-My Philosophy from Onur Orhun Bozkurt on Vimeo.

31 Ekim 2010 Pazar

Tayyip Kırar, Meemet Güler!

Uzun zamandır yazı yoktu, zarttı zurttu mevzularına girmeden esas hususa dalıyorum sevgili okur.  Bu ayın 28’i itibariyle yürürlüğe giren alkol zammı, daha doğrusu alkolden alınan ÖTV isimli, hükümetin bütçe açığını kapatmak için her daim kozu olan sözde lüks vergisi.  Sözde diyorum çünkü zaruri ihtiyaçlar (ekmek,su) dışında her şeyi kapsıyor. Hoş onlar içinde zamanında geçici olarak konulmuş ve kol gibi kalıcı olmuş KDV var ama neyse. Misal ÖTV’ye  tuvalet kağıdı da dahil, ampül de, televizyon da. Yani kıçınızı silmeniz, aydınlanmanız veya film/haber/maç izlemeniz falan bunların hepsi lüks. Ancak bu verginin en kral kesildiği yerler tekel ürünleri ve otomobil. Halka kıyak yapar gibi bazı zamanlar bu otomobil vergisinin yüzdesi düşürülüyor ve yönetenlerin “halkının” gözüne girmesi sağlanıyor. Böyle de halkı düşünen bi yönetim söz konusu. 
Asıl mevzuya gelecek olursak beni dellendiren Tekel’den alınan ÖTV. Her şey, sanki AB uyum çerçevesinde  her bi halt tamam bi o noksanmışcasına yürürlüğe giren dumansız hava sahası kampanyasıyla başlıyor. Bakın harbiden sigara içen bi insan olarak ben bile kısmen memnunum bu durumdan, her girdiğim mekanın duman altı olmamasından falan ama bana bu seni, beni düşünen tavırlar gram samimi gelmiyor. Birincil amacın, içkili mekanlara rağbeti düşürmek olduğuna adım gibi eminim. Kampanyanın yürürlüğe girmesinin hemen ardından, daha önceden 30-40 kuruş arası seyreden sigara fiyat artışlarının, übersonik bi şekilde 1.20 lira civarında  yapılması ise “çok sevgili” başbakanın “ Ben bu sigara işine baştan kılım aga, halkımın sağlığı bozuluyor, içirmem, bu yüzden yaptık zammı” ifadeleriyle destekleniyor ve  kasalarına muazzam bi para giriyordu. 28 Ekim’e kadar geçen süreçte, sempatiğin kralı başbakan, cebinde sigara gördüğü vatandaşların paketlerini alıp ortadan kırarak,ülke içinde Mahmut Hoca’ymışcasına geziniyordu. Peki 28 Ekim’de ne oldu?



Çok afedersin ama eşşeeen zki oldu sevgili okur. Alkollü içeceklere yüzde 44 zam geldi.  35 liralık büyük rakı 45 liraya çıktı. Var gel sen oradan hesap et diğer içeceklere etki eden zammı. Zam öyle fena ki; eskiden büyük yetmezse diye yanına alınan ufak rakı parasıyla arasında 5 lira var. Daha bu zamdan 2 hafta önce İngiliz vatandaşı Meemet Şimşek isimli maliye bakanı kişisi yılbaşına vergi artışıyla girmiyoruz açıklaması yapıyor ve 2 hafta sonra alkollü içeceklere normal şartlarda 6-7 yıl içinde etki edecek zammı tek kalemde yapıyor. Bakan efendi bu zam  ne ayak diye soran basına:” E düzenlemeyi erken yaptık, yılbaşında zam olmayacak işte “ gibi pişkinliğinin zirvesi bir yanıt veriyor. Akepe bu zamla kasasına 2.8 milyar lira para koyuyor ve “nası oluştuğu belli olmayan” bütçe açığını kapatma yolunda müthiş bir başarı sağlıyor. Adamlar şaka maka içkiyi yasaklama yolunda  baya kararlılar. Bu sayede kendi öz tabanı milli görüşün alttan alta göynünü de çalan hükümet aynı zamanda süper bi voleyle senin,benim, içki içen herkesin ardını dövüyor. Şahsen zam haberini ve oranını duyunca sinirlerim hoplamıştı ancak bilmiyordum ki o an yaşadığım sadece sinir replikasıymış. Asıl Meemet efendinin ikinci açıklamasıyla kafayı kırdım. Sektörün içindekilerin “kaçak içkiye gün doğdu”  yaklaşımının ardından bakanın açıklaması pek manidar:  'Derdimiz gelir değil. Zammı halkın sağlığı için yaptık.' Lan bu millet ne zamandan beri bu kadar dangalaklaştı ki bu adam bu kadar kolpa,yalan,pişkin,şuursuz açıklama yapabiliyor? Demecin geçtiği haberde bu açıklamayı bi de gülerek yaptığı belirtiliyor. Vay arkadaş, adam duramamış söylediğine kendi bile gülmüş. Ancak paşam biliyor ki dikta rejimlerinde ne basın ne sivil toplum ne de halk adam akıllı bi tepki sunacak, gül gibi geçirecekler zammı. İstedim ki bi çevremi dürteyim, ortaya bi tepki koyulsun bi şekilde içimde kalmasın bu pişkinlik ancak öyle bi noktaya getirilmişiz ki; sıradan, herhangi bi siyasi/sivil oluşuma dahil olmayan vatandaşın, belli bi güruh oluşturup tepki gösterebilmesinin yolu yok. E dedim nereden toplu şekilde insanlara ulaşılır? Feysbuk. Bana aklıma gelen ilk yolun bu olması o kadar zavallıca geldi ki, sağa sola bok atarken asimile olduğumu görmem o denli tokat etkisi yaptı ki, bi eylemde bulunamadım bile. Alttan alta eş dostla bunu konuştuğumda “sıçtık” ya da “içmeyiver” gibi sığ tepkiler dışında bir şeyde elde edemedim. Bu olayın öncelikle içkiyi pahalı içecek olmakla alakalı olmadığını anlatamadım. Hevesim kırıldı başka bi teşebbüste de bulunmayıp ancak buradan içimi rahatlatıyorum. Hayatımda ilk kez ciddi şekilde “artık bu ülkede yaşanmaz” diyorum. Bu da benim dirayetsizliğimdir. 

18 Eylül 2010 Cumartesi

18 Ağustos 2010 Çarşamba

KariyerDeYaparımTatilDe=)


sevgili okuyucu zen tatillere gider hava atar da ben yapamaz mıyım?bu zavallı kız da artık bi dinlenmeyi haketmedi mi?önce en sevdiğim arkadaşımın yanına bir giderim(her yaz Ören 'e gitmezsem olmaz kızlar bir biraraya gelicek mutlaka=)=)onu da alırım oradan da ver elini bodrum=)

25 Temmuz 2010 Pazar

Gurbet Eller!!!


Gurbet ellere kaçıyorum ne internet bağlantısı ne telefon...Blogda bi süre ben yokum sizi Yass ile başbaşa bırakıyorum...Öperim...

8 Temmuz 2010 Perşembe

Zenana Pilsner


Hani açken alışverişe gitmek sakattır, bünyenin canı gördüğü her şeyi çeker ve kasada küçük çaplı bir bozguna uğrar ya ( “hani, ya” kalıbı kullanmak…o yeah!) , dün öğrenmiş bulunuyorum ki kafa güzelken de kuruyemişçiye girmek aynı oranda sakatmış. Bir süredir devam eden devlet-vatandaş sorunumun çözülmesi hasebiyle dün, yazın başından beri ısrarla gittiğim barın, ısrarla oturduğum sandalyesinde arkadaşlarımla oturduk, içtik ve eve dönmeden “du lan iki bira alayım cila olsun” mantığıyla girdim kuruyemişçiye ve 5’i extra olmak üzere 11 bira aldım. Ben sanıyorum ki kafadaki “ehe ehee negzel bi gün laaa” diyen arkadaş gaz vermeye devam edecek evde de. Lan daha koltuğa oturduğum dakika uyumuşum, gece yarım suları uyandım ve ayıldım. 11 bira lan 11 hayvan. Bi insan bütçesini durduk yere böyle sikertmez, sikertmemeli!! Bugün akşama doğru eve döndüm dolapta kuzu gibi yatıyorlar. Ekmeğin içine koyacak bi kaşar peyniri yok ama 3 kişiyi gece sonunda halay çekecek kıvama getirebilecek bira var. Bu minvalde açtım bi tane ve zar zor bitirdim. Bol bol olmasından dolayı bünye istemiyor içmek tabi. Şerefsiz psikoloji seni. Neyse efendim blogu kişisel çıkarlarım için kullanıyor ve buradan açık arttırmayla “süper soğutulmuş, gevrek bira” satışı başlatıyorum. Ya da siktir et açık arttırmayı falan, uğrayın iki bira müessese ikramıdır.

6 Temmuz 2010 Salı

OkulCanımıAldın.


yazın okuldayım,kışın okuldayım,okulda değilsem okulu düşünüyorum=)1 senedir hayatım böyle geçiyor diyebilirim.üniversitenin ilk 2 senesi feci yatmış olmanın cezasını çekiyorum.sene tekrarlarını kıl payı atlattıktan sonra oldukça büyük bir ilerleme kaydetmiş bulunuyorum ama yaz okullarında yükseltmeye ders almak,dönemde yükseltmeye ders almak,bir yandan ilgilendiğime karar vediğim alanda işime yarayacak seçmelileri almak suretiyle beynimi yemiş bulunuyorum.bu yazım resmen ziyan mesela yaz okulu bitiyor büyük bir bal sonucu ayarladığım stajım başlıyor sonra da okul=)Zen de anca yazı yazmadın desin=)

sonuç:biri beni tatile götürsün=)

Naci en Alamo


Blog'da ne hikmetse hep çingan,balkan şarkılar paylaşasım geliyor, sebebini bende bilemiyorum. Tesadüf diyelim ve bu sefer bu tarzın bana göre amca oğlu olan flemenko şahane bi şarkıyı ortaya atalım. Şarkı Tony Gatlif abimizin, Remedios Silva Pisa isimli bağğyan deli dehşet sesiyle fena bi hale getirmiş şarkıyı. Vengo filminin de soundtracki. Şarkı doğal olarak İspanyolca, buraya Türkçe çevirisini koyalım daha bi mana bulsun. Ben şarkının Yasmin Levy versiyonunu pek tamahkar şekilde dinlerken, pek sevgili bi arkadaşımın sayesinde daha bi güzel olan bu versiyonla yanaklarım al al olana kadar rakı içmek istiyorum. Dinleyiniz, içiniz, içtiriniz!!!

Remedios Silva Pisa yorumu:
Naci En Alamo (Original Video Clip) from blog.memoonline.net on Vimeo.

hiçlikten geliyorum
ne bir yerim var
ne de vatanım

bir yangın başlatabilirim parmaklarımla
yüreğimle şarkı söylerim sana
ki 
yüreğimin teli sızlamakta

alamo'da doğdum ben (aşktan doğdum ben)

hiçlikten geliyorum
ne bir yerim var
ne de vatanım

büyüler seni, acınla şarkı söylediğinde kadınlarımız.

Yasmin Levy yorumu:



Bunlarda Var:

Related Posts with Thumbnails