31 Ekim 2010 Pazar

Tayyip Kırar, Meemet Güler!

Uzun zamandır yazı yoktu, zarttı zurttu mevzularına girmeden esas hususa dalıyorum sevgili okur.  Bu ayın 28’i itibariyle yürürlüğe giren alkol zammı, daha doğrusu alkolden alınan ÖTV isimli, hükümetin bütçe açığını kapatmak için her daim kozu olan sözde lüks vergisi.  Sözde diyorum çünkü zaruri ihtiyaçlar (ekmek,su) dışında her şeyi kapsıyor. Hoş onlar içinde zamanında geçici olarak konulmuş ve kol gibi kalıcı olmuş KDV var ama neyse. Misal ÖTV’ye  tuvalet kağıdı da dahil, ampül de, televizyon da. Yani kıçınızı silmeniz, aydınlanmanız veya film/haber/maç izlemeniz falan bunların hepsi lüks. Ancak bu verginin en kral kesildiği yerler tekel ürünleri ve otomobil. Halka kıyak yapar gibi bazı zamanlar bu otomobil vergisinin yüzdesi düşürülüyor ve yönetenlerin “halkının” gözüne girmesi sağlanıyor. Böyle de halkı düşünen bi yönetim söz konusu. 
Asıl mevzuya gelecek olursak beni dellendiren Tekel’den alınan ÖTV. Her şey, sanki AB uyum çerçevesinde  her bi halt tamam bi o noksanmışcasına yürürlüğe giren dumansız hava sahası kampanyasıyla başlıyor. Bakın harbiden sigara içen bi insan olarak ben bile kısmen memnunum bu durumdan, her girdiğim mekanın duman altı olmamasından falan ama bana bu seni, beni düşünen tavırlar gram samimi gelmiyor. Birincil amacın, içkili mekanlara rağbeti düşürmek olduğuna adım gibi eminim. Kampanyanın yürürlüğe girmesinin hemen ardından, daha önceden 30-40 kuruş arası seyreden sigara fiyat artışlarının, übersonik bi şekilde 1.20 lira civarında  yapılması ise “çok sevgili” başbakanın “ Ben bu sigara işine baştan kılım aga, halkımın sağlığı bozuluyor, içirmem, bu yüzden yaptık zammı” ifadeleriyle destekleniyor ve  kasalarına muazzam bi para giriyordu. 28 Ekim’e kadar geçen süreçte, sempatiğin kralı başbakan, cebinde sigara gördüğü vatandaşların paketlerini alıp ortadan kırarak,ülke içinde Mahmut Hoca’ymışcasına geziniyordu. Peki 28 Ekim’de ne oldu?



Çok afedersin ama eşşeeen zki oldu sevgili okur. Alkollü içeceklere yüzde 44 zam geldi.  35 liralık büyük rakı 45 liraya çıktı. Var gel sen oradan hesap et diğer içeceklere etki eden zammı. Zam öyle fena ki; eskiden büyük yetmezse diye yanına alınan ufak rakı parasıyla arasında 5 lira var. Daha bu zamdan 2 hafta önce İngiliz vatandaşı Meemet Şimşek isimli maliye bakanı kişisi yılbaşına vergi artışıyla girmiyoruz açıklaması yapıyor ve 2 hafta sonra alkollü içeceklere normal şartlarda 6-7 yıl içinde etki edecek zammı tek kalemde yapıyor. Bakan efendi bu zam  ne ayak diye soran basına:” E düzenlemeyi erken yaptık, yılbaşında zam olmayacak işte “ gibi pişkinliğinin zirvesi bir yanıt veriyor. Akepe bu zamla kasasına 2.8 milyar lira para koyuyor ve “nası oluştuğu belli olmayan” bütçe açığını kapatma yolunda müthiş bir başarı sağlıyor. Adamlar şaka maka içkiyi yasaklama yolunda  baya kararlılar. Bu sayede kendi öz tabanı milli görüşün alttan alta göynünü de çalan hükümet aynı zamanda süper bi voleyle senin,benim, içki içen herkesin ardını dövüyor. Şahsen zam haberini ve oranını duyunca sinirlerim hoplamıştı ancak bilmiyordum ki o an yaşadığım sadece sinir replikasıymış. Asıl Meemet efendinin ikinci açıklamasıyla kafayı kırdım. Sektörün içindekilerin “kaçak içkiye gün doğdu”  yaklaşımının ardından bakanın açıklaması pek manidar:  'Derdimiz gelir değil. Zammı halkın sağlığı için yaptık.' Lan bu millet ne zamandan beri bu kadar dangalaklaştı ki bu adam bu kadar kolpa,yalan,pişkin,şuursuz açıklama yapabiliyor? Demecin geçtiği haberde bu açıklamayı bi de gülerek yaptığı belirtiliyor. Vay arkadaş, adam duramamış söylediğine kendi bile gülmüş. Ancak paşam biliyor ki dikta rejimlerinde ne basın ne sivil toplum ne de halk adam akıllı bi tepki sunacak, gül gibi geçirecekler zammı. İstedim ki bi çevremi dürteyim, ortaya bi tepki koyulsun bi şekilde içimde kalmasın bu pişkinlik ancak öyle bi noktaya getirilmişiz ki; sıradan, herhangi bi siyasi/sivil oluşuma dahil olmayan vatandaşın, belli bi güruh oluşturup tepki gösterebilmesinin yolu yok. E dedim nereden toplu şekilde insanlara ulaşılır? Feysbuk. Bana aklıma gelen ilk yolun bu olması o kadar zavallıca geldi ki, sağa sola bok atarken asimile olduğumu görmem o denli tokat etkisi yaptı ki, bi eylemde bulunamadım bile. Alttan alta eş dostla bunu konuştuğumda “sıçtık” ya da “içmeyiver” gibi sığ tepkiler dışında bir şeyde elde edemedim. Bu olayın öncelikle içkiyi pahalı içecek olmakla alakalı olmadığını anlatamadım. Hevesim kırıldı başka bi teşebbüste de bulunmayıp ancak buradan içimi rahatlatıyorum. Hayatımda ilk kez ciddi şekilde “artık bu ülkede yaşanmaz” diyorum. Bu da benim dirayetsizliğimdir. 

1 yorum:

Bunlarda Var:

Related Posts with Thumbnails